Başkan Ekrem İmamoğlu İstanbulda Deprem Seferberlik Planını duyurdu
İBB Başkanı İmamoğlu, İstanbul Deprem Seferberlik Planını açıkladı. İmamoğlu, İstanbul Güçlendirme sistemi ile maliyeti güçlendireceklerini anlatırken, mart ortasından itibaren başvuruları almaya başlayacaklarını söyledi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Deprem Seferberlik Planını açıkladı. İmamoğlu, İstanbul Güçlendirme sistemi ile maliyeti güçlendireceklerini anlatırken, mart ortasından itibaren başvuruları almaya başlayacaklarını söyledi. İstanbul Yenileme kampanyası kapsamında Sıfır Faizli Finansman Projesi ile 1 milyon TL'ye kadar finansman desteği sağlanacağı açıklandı. Buna göre şartları sağlayan vatandaşlar 10 yıl vadeli ödeme ile faiz ödemeden evlerini yenileyebilecek.
İSTANBUL DEPREMİ İÇİN SEFERBERLİK BAŞLADI
Başkan Ekrem İmamoğlu, İstanbul Güçlendirme sistemi ile maliyeti güçlendireceklerini anlatırken, mart ortasından itibaren başvuruları almaya başlayacaklarını bildirdi.
İstanbul Yenileme kampanyası kapsamında Sıfır Faizli Finansman Projesi ile 1 milyon TL'ye kadar finansman desteği sağlanacağı açıklandı. Projede yüksek riskli yapılara öncelik verilecektir. Onaylanan projelerden yararlanmak isteyen vatandaşların toplam hane gelirinin net asgari ücretinin 2 katından fazla olmaması gerekiyor. Buna göre şartları sağlayan vatandaşlar 10 yıl vadeli ödeme ile faiz ödemeden evlerini yenileyebilecek.
2 milyar 900 milyon TL bütçe belirlenen projede 1 yılda 14 bin 77 konutun dönüşümünün finanse edilmesi planlanıyor.
Projeden yararlananlara kira desteği de sağlanacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı katkı payı üzerinden, Kiracıya: 3 defa olmak üzere toplam 12 ay, Maliklere: 3 defa 18 ay olmak üzere hali hazırda bağımsız bölümlerde oturmayan maliklere ödendiği belirtilmiştir.
Ekrem İmamoğlu açılış konuşmasında şunları söyledi:
İstanbul'u depreme dayanıklı bir şehir yapmak için başlattığımız seferberlik planını sunacağımız toplantımıza hoş geldiniz. 6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız Kahramanmaraş Depreminde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılarımıza şifa, geride kalanlara sabır ve metanet diliyorum. Kahramanmaraş Depremi millet olarak hepimizi seferber etti. İBB olarak ilk günden itibaren tüm gücümüzle afet bölgesine koştuk. AFAD'ın bizimle eşleştiği Hatay başta olmak üzere tüm bölgede arama kurtarmadan başlayarak depremle ilgili tüm alanlarda elimizden geleni yaptık. yapmaya devam ediyoruz. Elimizden geldiğince bölgede iki bini aşkın personelimizle bu zor günlerde sürdürülebilir bir şekilde afetzedelerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Bu büyük felaketin ve felakette yaşadıklarımızın hepimize yüklediği büyük bir sorumluluk var. Artık hayatımıza eskisi gibi devam edemeyiz. Bu atmosferde onbinlerce canımız mahvolurken biz normal hayatımızı sürdüremiyoruz. Hepimizin her şeyi yeniden düşünmesi gerekiyor. Bu topraklarda deprem olursa, binalar yıkılır, insanımız ölürse… İktidar, muhalefet, bürokrat ve vatandaşlarla birlikte hepimiz depremi Türkiye'nin birincil sorunu olarak kabul etmeliyiz. Artık depremler, fay hatları, depremin nerede olacağı, ne zaman olacağı, olup olmayacağı, büyüklüğünün ne olacağı tartışmalarını bir kenara bırakmalıyız. Deprem bu topraklar için bir gerçektir.
Depremler bu topraklarda milyonlarca yıl önce oluşmuştur ve milyonlarca yıl daha varlığını sürdürecektir. Depremleri durduramadığımıza göre, depremlerde millet olarak yıkılmamak için… Devlet olarak gelecekte ayakta kalabilmek için… Depreme dayanıklı yerleşim yerleri, depreme dayanıklı şehirler yaratmak zorundayız.
"DEPREME DAYANIKLI İSTANBUL"
Bugünden itibaren İBB olarak inisiyatifi biz alıyor, düzeni değiştiriyoruz. Düzeni değiştirmek bir cesaret işidir. Cesur olabilmek için önce o düzenin parçası olmaktan kurtulmak gerekir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2019 Haziran ayından itibaren imar-kira-siyaset düzeninin tamamen dışında kaldı. Bu nedenle deprem konusunda en ileri ve cesur adımları atacak durumdayız. Bu pozisyonun gereğini ilk günden beri yerine getirdiğimiz gibi, İstanbul olarak deprem konusunu da yerine getirmek için ayağa kalkıyoruz. Depreme dayanıklı İstanbul için seferberlik başlatıyoruz. Peki bu mümkün mü? Evet mümkün! Kaliforniya, Meksika, İtalya, Endonezya, Şili ve Japonya'da olduğu gibi İstanbul'da da mümkün. İnsanımızı korumak adına depreme dayanıklı şehir uygulamasını İstanbul'da ilk kez gerçekleştirerek Türkiye'ye örnek teşkil edeceğiz. Bizim amacımız, seferberliğimizin amacı bu.
Deprem, İstanbul için kaçınılmaz bir gerçeklik ve beka meselesidir. Tarih boyunca İstanbul'u vurduğu gibi yine vuracaktır. Kimse şüphe etmesin. Millet olarak neslimizi bu topraklarda yaşatacaksak… Kısa, orta ve uzun vadede depreme dayanıklı yerleşim yerleri oluşturmalıyız. Ve yine kimsenin şüphesi yok, bunu yapabiliriz. Bunun için teknik bilgimiz, know how'ımız, gücümüz, irademiz, mali gücümüz var. Bu milli seferberlikte devletimizle, hükümetimizle, bilim insanlarımızla, sivil toplumumuzla ve milletimizle birlikte çalışmak ve başarmak istiyoruz. Biz de başaracağımıza inanıyoruz. Ancak tek başına inanmak yeterli değildir. Gerçekçi stratejilere ihtiyacımız var. Kaynağa ihtiyacımız var; çünkü sorunumuz çok büyük. İşbirliğine ihtiyacımız var; çünkü yapılacak çok boyutlu ve çeşitli bir çalışma var. Her sektörün seferber edilmesi ve seferber edilmesi gerekiyor; çünkü devlet yetkilisinden teknik personele, sağlık görevlisinden vatandaşa kadar uzanan uzun bir zincirin kırılmadan çalışması gerekiyor. Bilime ihtiyacımız var çünkü dün olduğu gibi bilimin dediğini görmezden gelerek ilerleyemeyiz. Aşamalı bir yol haritasına ihtiyacımız var çünkü belirli bir zaman planına göre tüm kaynakları sürece dahil etmemiz gerekiyor.
Bugün sizlerin katılımı ve tanıklığı ile bu salonda yeni bir başlangıç yapıyoruz. Bu kadim şehri deprem ve afetlere karşı dayanıklı bir şehir haline getirmek için her şeye yeniden başlıyoruz. Bunu söylüyorum ama bilmenizi isterim ki iktidara geldiğimizden beri yaptığımız birçok afete hazırlık çalışmasını ve projesini bir araya getirdik ve inceledik. Bilim çevrelerine çağrı yaparak; hızla bir Deprem Bilim Yüksek Kurulu oluşturduk.
Bu kurul, ilk toplantısının ardından depremin tüm boyutlarını kapsayan 7 alanda genişletilmiş toplantılar yaptı. Deprem güçlendirmeden acil yardıma, lojistikten sağlık tedbirlerine, mahalle teşkilatından afet koordinasyon merkezimize kadar her konuya odaklandık. Bugün itibariyle elimizde 7 Bilim Kurulu'ndan gelen değerlendirme raporları var. Kurullarımıza katılan tüm akademisyen, uzman ve kurum ve kuruluş temsilcilerine İstanbul halkı adına teşekkür ediyorum. Ekiplerimiz ve bilim insanlarımız bundan sonra çalışmalarına devam edecek.
Çalışmalarımızı her aşamada gözden geçirip seferberliğimizin gereklerini yerine getireceğiz.
Bugün itibariyle seferberliğimizin üçüncü fazındayız. Bugün deprem seferberliği yol haritamızı ekibimizle paylaşacağız.
Belirleme ve eylem planı olarak yol haritamızı maddeler halinde sunacağız:
1. İBB'de depremle ilgili “yaptıklarımızı, yapacaklarımızı” samimiyetle paylaşacağız.
2. Gerçek durumumuz nedir; Hangi boyut sorunuyla karşı karşıyayız onu paylaşacağız.
3. Göreceğiz ki yapılacak çok büyük işler var ve mali boyutuyla, mevzuatıyla İBB'nin iradesinin ötesinde bir durum var. Son bölümde ise bu durumu dikkate alan bir çıkış yolu paylaşacağım.
Sunumların ardından İBB Başkanı İmamoğlu kapanış konuşmasını yaptı:
Kahramanmaraş Depremi bu ülkenin tüm yöneticilerini yol ayrımına getirdi. getirmeli. Bundan sonra ya birlikte hareket edeceğiz ya da depreme hazırlıkta işbirliği yapmayanlar yerlerinden kalkıp evlerine dönecekler. Çok hızlı, çok net, çok kararlı olmalı ve hep birlikte harekete geçmeliyiz. Kimse boş sözlere tahammül edemez. Zaman, somut çözümler, somut öneriler ve somut eylemler zamanıdır. Bu kapsamda çözüm önerilerimiz:
1. İstanbul'u ve tüm Marmara bölgesini depreme hazırlamak için Marmara Deprem Konseyi kuralım. Bugün de yıllardır hükümetimize yaptığım çağrıyı yineliyorum: Bakanlıklar, Valilik, İBB, İlçe belediyeleri, ilgili sektörlerin meslek grupları, STK'lar ve üniversitelerle birlikte bir oluşum planlayalım. Marmara bölgesindeki tüm yerel yönetimlerin ve hükümetin ortak kararıyla oluşacak bu saygın ve güçlü meclise gerekli özerkliği ve uygun çalışma koşullarını sağlayalım. Ortak akılla bize bir yol haritası hazırlasınlar. Mühendislikten planlamaya, lojistikten sağlık stratejisine, sosyal alanda yapılması gerekenlerden idari-hukuki boyutlara kadar her kademede yapılacak işler bilimsel bir yaklaşımla tanımlanmalıdır. Hangi kurumun hangi düzeyde görev alacağını belirleyelim ve hızlı bir süreç işletelim. İstanbul ve Marmara deprem seferberliğine bilimsel, planlı ve kararlı adımlarla başlayalım. İBB böyle bir organizasyonda üzerine düşen tüm görevleri yerine getirmeye hazırdır. Çünkü en doğru ve sağlıklı yol bu. Elbette İBB olarak harekete geçmek için ideal koşulların oluşmasını beklemiyoruz.
Uzmanlarla birlikte hazırladığımız Deprem Eylem ve Müdahale Planı ile bugünden itibaren deprem hazırlıklarımızı bir üst seviyeye taşıyoruz.
2. Afete hazırlık dahil olmak üzere bütçemizi bu eylem planına göre revize edeceğiz. Ne kadar arttırabilirsek, zaruri giderlerimizi bir kenara bırakmak kaydıyla depreme ayıracağız. Önümüzdeki 3 ayda enerji, su, barınma, atık gibi kritik ihtiyaçların hazır olduğu 30 deprem parkını daha insanımıza kazandıracağız. Tahliye yollarında güçlendirme çalışmalarımızla afet müdahalesinin etkili olmasını sağlayacağız.
3. Birçok alanda mevzuat çalışmaları öneriyoruz. Yaklaşık 1,5 yıldır İstanbul İmar Yönetmeliği'nin yenilenmesi için çalışıyoruz. Belirli büyüklükteki parsellere deprem konteyneri konulması, çıkıntıların sınırlandırılması, binalarda deprem izolatör sistemlerinin kullanımının teşvik edilmesi, çatıların bağımsız bölüm olarak dönüşüm amaçlı olarak kullanılması, açık alanlarda ve yeşil alanlarda afet öncelikli altyapı hazırlıklarının yapılması gibi konular devreye girecek. İstanbul'un afetlere hazırlanmasında önemli bir rol oynuyor. İstanbul İmar Yönetmeliği revizyon çalışmasını bu ay itibari ile İBB Meclisimize sunacağız. Bu noktada önemli bir konu da yapı kullanma-yapı kullanma izin belgesi verildikten sonra yapıların belirli periyotlarda denetlenmesi konusunun bir an önce hayata geçirilmesidir. Bunun imar mevzuatında yer alması gerekir. Tüm ilçe belediyelerimizle gerekli yazışmaları yaptık ve ortak eylem planı oluşturmaya davet ettik. Ruhsatlı, iskanlı bir binadan sonra herhangi bir müdahale yapılırsa bu suçtur ve kamu sorumluluğumuz gereği bu suça izin vermeyeceğiz. Meclise sunduğumuz düzenleme teklifi ile güçlendirme çalışmalarımızı başlattık.
4. İstanbul Güçlendirme sistemini kuruyoruz: Bu sistemle hızlı tarama başvurusu yapan ve güçlendirme teklifi alan yapılardan başlayıp maliyetine güçlendirme yapacağız. Kısmi ve kapsamlı güçlendirmeye ilişkin ayrı bir yönetmelik hazırlıyoruz. Bu yönetmelikte, güçlendirme kapsamına girecek binalar için, riskli bina analizi ve hızlı bina taraması sonuçlarına dayalı olarak yapım sürecini ve finansman modellerini anlatacağız.
"BAŞVURULARIN SAYISI 110 BİNİ GEÇTİ"
5. Hızlı taramayı genişleteceğiz. Kahramanmaraş depremi sonrası hızlı tarama sistemine başvuranların sayısı 110 bini geçti. Bu konuda hızlı hareket etmek ve bu çalışmayı yaygınlaştırmak adına meslek odaları ve ilgili paydaşlarla birlikte ileriye taşıyacağımıza dair bir protokol yaptık. Bu sürecin daha da yaygınlaştırılması için yasama çalışmalarının merkezi yönetim tarafından yürütülmesini öneriyoruz. Ruhsatsız ve oturulmayan binalar konusunda acilen birlikte çalışmamız gerekiyor.
6. Bütüncül konut politikaları yaklaşımı doğrultusunda, proje ve ruhsatlandırma süreçleri tamamlanmış, kendi mülkiyetimizde olan alanlarda 5.000 adet sosyal kiralık konut ve uygun fiyatlı sosyal konut inşaatının temellerini Mart ayında atıyoruz, ilk başta. Orta vadede 10 bin konutun daha yapım sürecini başlatacağız.
7. Toplanma alanlarında ve geçici barınma alanlarında su deposu, fosseptik, güneş paneli, alet ve ekipman dolabı, çöp toplama alanı, çadır yerleşim alanı gibi tüm detayları planlıyoruz. Lojistik merkezlerimizi belirledik, ihtiyaçlarımızı belirledik. İstanbul'un şu anda sahip olduğu (AFAD tarafından belirlenen) 2.450 hektarlık alanı 2,2 kat artırarak 7.850 hektara çıkaracağız.
Fiziki altyapı ile ilgili olarak da Avrupa ve Anadolu yakasındaki 4,5 milyon vatandaşımız için geçici barınma alanlarımızı hızla hazırlayacağız. Toplanma Alanları, Geçici Barınma Alanları ve 1. Derece Tahliye Koridorları imar planlarına dahil edilecektir. Bunlara ilişkin plan değişikliği ve plan değişikliği yapılmayacaktır.8. Altyapı çalışmalarının geliştirilmesi ve hızlandırılması için merkezi yönetim desteği ve mali desteğe ihtiyaç duyulmaktadır. Bunu ısrarla talep ediyoruz. Son depremde afet durumunda aydınlatma olmamasının önemini gördük. Elektrik projesine başlıyoruz. Yavaş yavaş ana arterlerde güneş enerjili sokak lambası projelerini hayata geçireceğiz.
İletişimin kesintiye uğramaması ve elektrik kesintisi yaşanmaması için kamu binaları ve gemilerde mobil baz istasyonları kurulması, toplanma alanlarında şarj ünitelerinin hazırlanmasına yönelik projelerimizi yürüteceğiz.
9. Erken uyarı için 50 kilometrelik fiber optik tabanlı erken uyarı sistemimizi geliştiriyoruz. Bu hattaki 5.000 sensör ve geliştirilecek yapay zeka sayesinde depreme karşı hazırlıklılığımızı ve müdahalemizi en üst düzeye çıkaracağız.
10. İstanbul'un her mahallesinde etkin arama kurtarma ekipleri oluşturmak için bir proje başlatıyoruz. İstanbul İtfaiyesi'nde ilçe belediyelerinin koordinasyonunda eğitimler vererek, eğitimli kişilere gerekli teçhizatı sağlayacağız. Meslek kuruluşları ile yapacağımız protokol ile 5 bin meslek mensubu yetiştirerek tüm mahallelerde ilgili ekipmanlarıyla birlikte hazır hale getireceğiz.
Yapacaklarımız, İstanbul'un deprem hazırlığında çok önemli bir aşamayı geride bırakmamızı sağlayacak ama maalesef "çürük binalar" üreten bu düzeni değiştirmeye yetmeyecek. Bunun için Türkiye Büyük Millet Meclisi ve merkezi hükümetin atması gereken hayati adımlar var.
11. Bu süreçte İstanbul'a özel bir kanun çıkarılması zarurettir. Ama tüm ülke için imar aflarını bir daha geri dönmemek üzere hayatımızdan sonsuza dek çıkarmalıyız. Bundan sonra her imar affını bu ülkede geleceğimize ihanet olarak görmeliyiz. Ayrıca imar aflarının yasaklanmasına ilişkin bir anayasal düzenleme yapmalıyız. Yapı denetim ve müteahhitlik sistemini tamamen yenilememiz gerekiyor. Denetim faaliyetleri, güçlü yerel yönetimleri ve meslek odalarını içeren bir yapı ile bir kamu hizmeti olarak sunulmalıdır. Belediyeler tarafından tüm binaların deprem güvenlik sertifikasının hem bina üzerinde hem de dijital ortamda açık veri olarak toplumun her bireyinin görebileceği bir düzenleme yapmalıyız. Öncelikle ruhsatsız yapılardan başlayarak 6 ay içerisinde güçlendirilecek veya yıkılıp yeniden yapılacak binalar için ruhsat alınması zorunlu olmalıdır. 1 yıl içinde güçlendirme veya yeniden yapım inşaatına başlanmalıdır. İmar planlarında “toplanma alanı ve kent park alanı, sağlık alanı, eğitim alanı, itfaiye” olarak belirtilmekle birlikte üzerinde yapı bulunan yerler için Acil Kamulaştırma Programı uygulanmalıdır. Artık İstanbul'un depreme hazır olması için İstanbul'un her metrekaresine yapılacak evin bir amacı olmalı.
Sosyal konut üretiminden uygun fiyatlı konuta, boş konut kullanımından kira politikalarına kadar bütüncül bir yaklaşım izlenmezse İstanbul hiçbir şekilde depreme dayanıklı hale gelemez.
Tüm bu konularda somut çalışmalarımız ve önerilerimiz var. Bugün ülkemizde imar düzenlemeleri ile ilgili 25 adet yürürlükte olan kanun ve 11 adet yönetmelik bulunmaktadır. Uygulamada ise 19 farklı kurum yetkilidir. Bu karmaşanın önüne geçilerek bile süreçler hızlandırılabilir.
Değerli hemşehrilerim, Yaşadığımız yıkıcı felaket, devlet yönetiminin ve siyasetinin köklü bir değişime uğraması gerektiğini göstermiştir. Kurumların krizlerde anında müdahale etme inisiyatifine sahip olduğu, her adımda vatandaşına hesap veren, yerel yönetimleri güçlendirmiş, katılımcı ve işbirliği kültürüne sahip bir devlet anlayışını acilen hayata geçirmemiz gerekiyor. Toplum tüm sorunlarını bir kenara bırakıp, afetle güçlü bir dayanışma gösterirken, iktidarı ve muhalefetiyle tüm siyaset, 'zor zamanlarda birlik' görüntüsü veremedi. Siyasetin toplumun çok gerisinde kaldığına şahit olduk. Bu nedenle Türk siyasetinin gerçekten çoğulcu olması için elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. Çünkü yaklaşan Marmara depremi sadece İstanbul'u veya Marmara Bölgesi'ni tehdit etmiyor. Türkiye'nin ve Türkiye'nin geleceğini, ekonomisini ve dünyadaki yerini de tehdit ediyor. Yaklaşan tehlikenin milli güvenliğimizi tehdit eden bir felaket olduğunu unutmamalıyız.
İstanbul depremini yıkılmadan ve yenilmeden atlatmak için yeni bir merkezi yönetim-yerel yönetim-sivil toplum işbirliğini inşa etmemiz gerekiyor. Bunun için yeni bir politika, dinç ve taze bir sistem kurmamız gerekiyor. Bu artık hayati bir gerekliliktir. Birlikte çözmemiz gereken konuları bir kez daha özetlemem gerekirse;
1. Marmara deprem kurulunun kurulması
2. İBB deprem bütçesinin revizyonuna destek
3. İstanbul'un depreme dayanıklı hale getirilmesi için mevzuat çalışmalarının yapılması
4. Yapısal güçlendirmeye ilişkin yasal düzenleme için merkezi hükümetle işbirliği ve mali destek
5. Mevzuat çıkarılarak hızlı tarama yönteminin yaygınlaştırılması
6. Boş evler programının kullanımına ilişkin yasal ve idari düzenlemeler
7. Deprem sonrası toplanma ve geçici barınma alanlarının tam donanımlı fiziki altyapılarının geliştirilmesi için merkezi idare ile koordinasyon
8. İstanbul'un haberleşme, elektrik ve enerji gibi tüm altyapı sistemlerinin depreme dayanıklı hale getirilmesi için ilgili aktörlerle çalışmak
9. İstanbul'a Özgü Hukuk Çalışması
Tüm bu umut ve duygularla hazırlayıp sizlerle paylaştığımız planımız bir çağrıdır. Bu bir seferberlik çağrısıdır. Bu koşulsuz bir işbirliği çağrısıdır. Milli Savunma Bakanlığından İçişleri Bakanlığına, Şehircilik Bakanlığından Ulaştırma Bakanlığına kadar tüm bakanlıklarımıza bir çağrıdır. Başta Marmara'daki tüm yerel yönetimler olmak üzere 39 ilçe belediyemize, mülki ve askeri idarelerimize… Meslek odalarımıza, işadamlarımıza, ilgili tüm kurum ve irili ufaklı şirketlere bir çağrıdır.
"15 GÜN SONRA TAKVİYE BAŞVURULARINI ALAMAYA BAŞLIYORUZ"
Aslında depreme hazırlık ve İstanbul'un depreme dayanıklı bir kent olması için iktidara geldiğimizden beri birçok kez seferberlik çağrısında bulunduk. Davetimize uygun olmayanları tekrar tekrar seferber olmaya davet ediyoruz. Kahramanmaraş depremi istisnasız hepimiz için milat olmalıdır. Bu konudaki sorumluluklarımızı artık ihmal edemeyiz. Bunu yaparsak bu sefer fatura çok daha yüksek olacak. Eski tarz siyaseti terk etmeliyiz. Binaları yerinde dönüştürmek ve halkımıza güvenli konut sağlamak ve güçlendirmek yerine, milyonlarca evi adeta ev taşır gibi yeni alanlara taşıyacağım sözleri bu şehri mahvedecektir. Vatandaşla konuşmadan, bilimin ve sağduyunun sesini dinlemeden iş yapmak mümkün değil. Yerel yönetimlerle işbirliğine gitmeden oldubitti yöntemlerini terk edip seçim vaatleri gibi konuşalım. Bugün itibariyle İstanbul'u depreme dayanıklı bir şehir haline getirmeye kararlıyız, cesuruz. Artık duramayız. Hepimiz biliyoruz ki İstanbul durursa Türkiye durur. İstanbul durursa Türkiye diz çöker. Bizim için bu bir başlangıç. Bu amaçla bugün itibariyle sahaya çıkıyoruz. 15 gün sonra takviye başvuruları almaya başlıyoruz. Perşembe günü mahalleye girip yıkımımıza devam ediyoruz. Nisan ayında tekrar buluşup afet eylem planımızın detaylarını sizlerle paylaşacağız. Toplantılarımıza katılmasak da tüm kurumlarımızın toplantılarına tüm motivasyonumuzla katıldık ve katılmaya devam edeceğiz.Şehirlerimizde yavaş ve sinsi katliamlar üreten, canımızı elimizden alan bu düzeni hep birlikte değiştirelim. Şimdiden başlayalım ve beş yıllık, on yıllık ve yirmi yıllık planlarla tüm şehirlerimizi depreme dayanıklı şehirler haline getirelim. Bizim kaderimiz bu topraklarda yükselen ve depremlerle yerle bir olan diğer medeniyetlerin kaderi gibi olmasın. Yaşadığımız bu antik kenti depreme dayanıklı bir kent haline getirmek için başlattığımız seferberliğin İstanbul halkı için hayırlı olmasını diliyor, saygılarımı sunuyorum."