İYİ Parti Başkanı Meral Akşener: Recep Bey çıkmış, benden özür bekliyormuş, çok kırılmış.
Akşener, Recep Bey çıktı, benden özür bekliyordu, çok kırıldı. Recep Bey utanmadıysa kurşuna saldırdığı için parti binamızı tutuklayacaksınız. Ben de sizden özür dileyeceğim, hadi oradan dedi Akşener.
Akşener, "Cudi ve Gabar bizim için ne kadar vatansa, Rize de bizim için o kadar vatandır. Gabar ve Cudi'de şehit olup gömülmeye hazırız" dedi. Sosyal medya düzenlemesine tepki gösteren Akşener, "Yasaklar koyarak asıl meseleyi görmezden gelmeyi tercih ettiler."
MERAL AKŞENER'DEN ESKİ BAKAN'A PARTİ ROZETİ
Önceki hükümetlerde Tarım, Orman, Köyişleri ve Maliye Bakanı olarak görev yapan Lütfullah Kayalar, İYİ Parti'ye katıldı. İYİ Parti lideri Meral Akşener grup toplantısında değerlendirmelerine başlamadan önce Kayalar'a rozetini taktı.
"Cennet yurdumuzun hakkı olan tüm değer ve imkanlardan mahrum kaldığımız, kadim kültürümüzle harmanlandığımız canavarca bir dönemin sonuna geliyoruz. Adaletten mahrumuz çünkü gölgede bırakan bir iktidarla yönetiliyoruz. Adalet Zalime boyun eğen bir iktidar, başkentin göbeğindeki alçak saldırının faillerini bulmaktan acizdir.
"MİLLET ADAMIYIM DEDİN..."
Bizde samimiyet yok çünkü onun kalbini karartmış bir güç tarafından yönetiliyoruz. Görev bilincini yitirmiş bir iktidar tarafından yönetildiğimiz için uzun süredir ciddiyetten mahrum bırakıldık. Mafyalara, simsarlara, uyuşturucu kaçakçılarına göz kulak olan sorumsuz, korkak bir hükümet, son kullanma tarihi geçmiş bir hükümet. Ne oldun Recep Bey. Cesaret sembolü olarak geldin, esaret sembolü oldun. Millet adamıyım dedin, mafyanın kuklası oldun. Nereden nereye Recep Bey. Ayşe Ateş'e verdiğin sözü tutacak yüzün olmadığını görüyorum. Katillerden hesap soracak cesaret yok.Ne olursa olsun Sinan Ateş'in kanını yerde bırakmayacağız. Katiller, azmettirenler, örtbas etmeye çalışanlar cezalandırılacaktır. Dünyanın öbür ucuna kaçmak isterlerse o alçakları buluruz.
BTK, seçimlere 39 gün kala yeni bir sosyal medya düzenlemesini hayata geçirdi. Sosyal medya platformları artık kişisel bilgileri adli makamlara iletmekle yükümlü olacak. Herhangi bir yargı kararı olmaksızın iletecektir. Yani İçişleri Bakanlığı yetkilisi 'bilgiyi ver' dediğinde o bilgi iletilecek. Suçluluğu sabit olmayanların tüm kişisel bilgileri istenebilir.
Gerçek enflasyon verilerini inceleyen En-AG, yanıltıcı bilgi verdiği için susturulacaktır. EN-AG Verilerini paylaşanlar da susturulacaktır. Kızılay'ın çadır satışını ifşa edenler de susturulacak. Depremde arama kurtarma ekibi gelmedi diyenler susturulacak. Türk Demokrasisi önünde ördükleri duvara bir tuğla daha konulacak. İşte Recep Bey ve arkadaşlarının Türkiye'ye layık gördükleri yüksek demokrasi standardı.
Ayrıca sosyal medya platformlarının tüm kişisel verileri Türkiye'de tutmasını zorunlu kılmaktadır. Recep Bey internete sınır çizmeye çalışıyor. Verilerin ülkemizde tutulmasına itiraz etmiyoruz, bunun zorla veya yasaklanarak yapılmasına itiraz ediyoruz.
Beceriksizliklerini kabul etmek yerine her konuda olduğu gibi yasaklar getirerek asıl konuyu görmezden gelmeyi seçtiler. Türkiye internete sansür getiren demokrasi öncüsü ülkeler arasında yer aldı.
"MİLLETİMİZİ YALANLARINA İNANDIRAMADILAR"
Bu düzenleme, Twitter'dan bir AHaber oluşturma çabasıdır. Facebook'ta hiç bitmeyen penguen belgeselini izleme çabasıdır. Bütün kanallara rağmen milletimizi yalanlarına inandıramadılar. Sosyal medya bu hükümetin depremdeki zayıflığını ortaya koydu. Saray medyası sahte bir başarı hikayesi yazarken, sosyal medyada Kızılay'ın çadır sattığı haberi yayıldı. Ayıplarını ortaya çıkaran her şeye düşmandırlar. Sosyal medyanın, gençliğin, teknoloji araçlarının düşmanıdırlar.
14 Mayıs'ta oy kullandığınızda çok kritik bir seçim yapacaksınız. Kim Jong'un uzun boylu ikizi ile demokrasi arasında seçim yapmak zorunda kalacaksınız.
"KENDİLERİNİ TEKRAR ETMEYE BAŞLADILAR"
Giderek artan bir şekilde, bu hükümetin bize vereceği veya söyleyeceği hiçbir şey kalmadı. Bozuk bir plak gibi kendilerini tekrar etmeye başladılar. Recep Bey, 'Yeni bir döneme başlıyoruz, buna yetiştirme dönemi denir' dedi. Dün yetiştirdiğimizi söylemedin mi? 2018, 2020'de hızlanıyoruz dememiş miydiniz? Havalanmamanıza bu ülke mecbur mu? Türkiye sizin beceriksizliğinize müsamaha göstermek zorunda mı?
Geçen yıl cari fazla vereceğim demiştiniz, Türkiye tarihinin en yüksek cari açığını veriyor. Türkiye iki ayda 26 milyar dolar dış ticaret açığı verdi. Yıl 2023 ve sen hala aynı şeyleri söylüyorsun. Seçim söyleminizi değiştirmeye zahmet bile etmiyorsunuz. Dalga mı geçiyorsun? Böyle bir cehalet cahil olabilir mi?
"UTANIYORUM"
Seçimi kaybedeceğini anlayan Recep Bey huysuzdur, huysuzdur, gergindir. Recep Bey 'gergin' deyince bana ve arkadaşlarıma hakaret etmeniz sandıkta sonucu değiştirmez. Bu acınası durumun tek sorumlusu sizsiniz. 21 yıl oldu devlet adamı olmadın. Bana 'Ayıp, ayıp' diyorsun. Utanıyorum, utanıyorum ki bu ülkenin Cumhurbaşkanı olma zerresini taşıyamıyorsunuz. Küfürlü dilinizden, kışkırtıcı sözlerinizden, söylediğiniz yalanlardan utanıyoruz. Milyonlarca vatandaşa düşman muamelesi yapmanızdan utanıyoruz. Arkadaş bizi Cudi, Gabar'a gömecekti. Cudi ve Gabar bizim için ne kadar vatan ise, Rize de bizim için o kadar vatandır. Gabar ve Cudi'de şehit olmaya ve gömülmeye hazırız. Kızıl bayrağın gölgesinin düştüğü her yer bizim cennetimizdir.Türkiye böyle ucube bir yönetimi hak etmiyor. İYİ Parti olarak Türkiye'ye yepyeni bir yönetim anlayışı getirmeyi amaçlıyoruz. Milletimizin iradesine hak ettiği değeri göstermeye talibiz.
Kiminle uğraştığımı çok iyi bilirdim. Ne, benimle onu rahatsız etmezdim. Bir aslan miyavladı, küçük fare kükredi. Recep bey merak etmeyin ben kiminle muhatap olduğumu çok iyi biliyorum. Halkın hakkını yiyenlerle, terör liderinin mektubunu devlet televizyonuna okutanlarla, milletime yalan söyleyenlerle, milletimin sesini duymayanlarla, saraylarla alay edenlerle mutlaka hesap soracağım. Anneleri mutfakta, babaları çocuklarına karşı çaresiz bırakanlarla, memur ve emeklileri enflasyona boğanlarla, tefecilere 200 milyar lira aktaranlarla, kadınların hayatını zorlaştıranlarla, gençlerle uğraşırım. Denemeye devam edeceğim.
"RECEP BEY'İN ETKİSİNİ GÖRDÜK"
Bu tehditten sonra Recep Bey'in etkisini gördük. İstanbul İl Başkanlığımız saldırıya uğradı. Recep Bey ve arkadaşları ne yaptı bize kızdılar. Kamera önünde konuşup sosyal medyada kendilerine hakaret ettiler. Ne, inşaat bekçisi abimiz hırsız kovalıyordu. Mermiler nedense İYİ Parti'ye isabet etti ve fotoğrafımdan 20 cm sekti. İl Başkanlığımızın ateş noktasından vurulması fizik ve coğrafya kurallarına aykırıdır. İddiaya göre bu gardiyan abi bizi defalarca vurdu ama nedense böyle ciddi bir olayı üslerine bildirmedi, polise haber vermedi, yatıp uyudu.
Sonunda Recep Bey benden özür bekleyerek çıktı, çok kırıldı. Recep Bey utanmazsa kurşunla saldırdığı için parti binamızı tutuklarsınız. Ben de senden özür dileyeceğim, hadi oradan. Unutmayın biz bu günlere öyle kolay gelmedik. 2015 yılında koltuk sevdası uğruna sırtını ve aklını tek adama teslim eden bir anlayışa karşı çıktık. Mayın tarlalarından çıktık, çiçek bahçelerinden değil. Hiçbir hesap ve pazarlığa girmeden bu kürsüden milletimizin sesi olduk.
Tüm bu zorlukları aştıktan sonra bu kurşun bizi durdurabilecek mi? Sinan Ateş durdu mu? Her şeye direndikten sonra bu mermi bizi durduracak mı? Ömer Halisdemir durdu mu? Şimdi bu kurşun bizi korkutacak mı? Özgecanlar, Şuleler, Cerenler gözünü korkutuyor mu, bunca tuzakları bozduktan sonra bu mermi şimdi bizi öldürecek mi? Gaffar Okkanlar, Uğur Mumcular öldü mü bunca ihanetin üstesinden geldikten sonra bu kurşun bizi Misak-ı Milli'den vazgeçirecek mi? Eren Bülbül, Yasin Börüler, Konca Kurişler pes mi etti, şimdi bu kurşunun adresini verenler bizi ayıracak mı? Hilalle yıldızı hiç ayrıldı mı? Senden bir söz istiyorum. Ateş kıvılcımı olacaksın, bütün tehdit ve iftiralara karşı direneceksin, bütün faziletlere katlanarak milletimize güneş olacaksın, söz mü?"
